Bosna Piramitlerinin Gizemi
Bosna Piramitleri Tünellerinde Keşfedilen Megalitik Levhalar ve Elektromanyetik Etkiler

Bosna piramitlerinde yapılan kazılar, arkeologları hayrete düşüren pek çok ilginç bulgu ortaya çıkardı. Bu bulgulardan en dikkat çekici olanı ise tünellerde böcek veya kemirgen kalıntılarına rastlanmamasıydı. Binlerce yıl boyunca hayvanların bu bölgeden neden uzak durduğu sorusu, bilim insanlarını derin bir meraka sürükledi. Ancak araştırmacı Osmanagić, asıl sırrın tünellerde keşfedilen megalitik levhalarda saklı olduğuna inanıyor.
Bu megalitik levhalar, pişmiş kil tabakasıyla kaplı ve bu da levhaların insan eliyle yapıldığına işaret ediyor. Osmanagić, bu yapının insan yapımı olduğuna dair kanıtların önemli olduğunu vurgularken, Hırvatistan'daki Zagreb Nükleer Fizik Enstitüsü’nün yürüttüğü bir çalışmanın sonuçlarına dikkat çekiyor. İki ayrı bilimsel analiz sonucunda, levhaların X-ışını kırınımı ile incelendiğini ve bir faz analizi yapıldığını belirtiyor. Sonuçlar, megalitlerin gerçekten seramik olduğunu ortaya koydu. Eğer bu levhalar seramikse, bu onların insan eliyle yapıldığı anlamına gelir.
Arkeologlar, bu yerel megalitlere “tava” adını vermiştir. 8 ton ağırlığındaki bu devasa yapı, üst kısmı bir kapağa benzeyen ve ortasında tuhaf bir girintiye sahip bir şekil sergiliyor. Osmanagić'e göre, bu girintiye antik çağlarda bir kuvars kristali yerleştirilmişti. Yapının buraya tesadüfen konulmadığı çok açık; megalitin hemen altında, yerden 22 metre derinlikte bir yeraltı su akıntısı bulunuyor. Bu büyüklükte bir taş bloğun kaymaması veya hareket etmemesi için dikkatlice sabitlenmiş olması gerekiyor ve megalit, kireçtaşı bazlı bir harç kullanılarak sağlam bir şekilde yerine oturtulmuş.
Araştırmacılar, tünellerdeki megalitlerin iki farklı elektromanyetik radyasyon türü yaydığını tespit ettiler: 28 kilohertz ve 7,83 hertz frekanslarında. Antik çağlarda, bu elektromanyetik radyasyonun kuvars kristalleri tarafından güçlendirildiği düşünülüyor. Elektromanyetik alan, piramidin tünellerinden hızla geçiyor ve bu dalgalar, kristallerin hareketiyle daha da güçlenerek duvarlara çarpıyor. Bu süreç sonucunda, modern fizikçilerin “piezoelektrik etki” dedikleri bir fenomen ortaya çıkıyor. Ultrasonik dalgalar tarafından üretilen bu etki, insanlar tarafından işitilemez ancak ölçülebilir.
Hayvanlar ise bu ultrasonik frekanslara dayanamazlar ve bu yüzden bölgeden uzak dururlar. Ancak bu frekanslar insanlar için faydalı olabilir, çünkü virüs ve bakterilerden kurtulmayı sağladığı düşünülmektedir. Bosna piramidinin içindeki 7,83 hertz frekansı, bilim dünyasında “Schumann rezonansı” olarak bilinir. Dünya yüzeyi ile iyonosfer arasında oluşan bu düşük frekanslı elektromanyetik dalgalar, gezegenimizdeki tüm canlıları etkiler: kayalar, hayvanlar ve insanlar. Osmanagić’e göre, Bosna piramidi antik çağlarda güçlü bir enerji kaynağıydı ve uyum sağlayıcı bir enerji tesisiydi. Daha da ilginç olanı, bu frekansın ölçüldüğünde, yerden yukarı doğru çıktıkça radyasyon yoğunluğunun arttığı görülmüştür. Bu durum, bildiğimiz fizik yasalarına aykırı bir fenomendir.
Sonuç olarak, Bosna piramitlerinin sırları henüz tam anlamıyla çözülmüş olmasa da, tünellerde keşfedilen megalitik levhalar ve elektromanyetik etkiler, bu yapıların insan eliyle yapılmış olabileceğine dair önemli kanıtlar sunuyor. Üstelik bu yapıların, antik çağlarda enerji üretimi ve frekans yönetimiyle ilgili bir işlevi olabileceği düşünülmektedir.
Kaynak: İgor Prokopenko, *Gizli Miras*