Hatay'ın talihsizliği

Hatay'da Altyapı Eksiklikleri, İnsan Hakları İhlalleri ve Çevresel Tahribat: Depremin Yıldönümünde Yaşanan Sorunlar ve Genel Değerlendirme

Hatay'ın talihsizliği

Hatay'ın Altyapı Eksiklikleri, İnsan Hakları İhlalleri ve Çevresel Tahribat: Durumun Genel Değerlendirmesi

Hatay, son dönemde büyük bir krizle karşı karşıya kalmış durumda. Altyapı eksiklikleri, insan hakları ihlalleri ve çevresel tahribat, kentin yaşadığı bu krizin temel bileşenleridir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 6 Şubat depreminin yıldönümünde Hatay hakkında yaptığı açıklamalar, mevcut durumun ciddiyetini gözler önüne serdi. Erdoğan'ın "Hatay'a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı, mahzun kaldı" şeklindeki sözleri, bölgenin yaşadığı sıkıntıları vurgulamaktadır. Bu açıklamaların ardından, Ekoloji Birliği ve İklim Adaleti Koalisyonu tarafından hazırlanan rapor, devletin bir yıl boyunca Hatay'da yeterli adımları atmadığını ve gerekli destekleri sağlamadığını ortaya koymuştur.

Rapor, Hatay'daki temel insan haklarının ihlali ve yaşam koşullarının kötüleşmesi konusundaki endişeleri detaylandırmaktadır. Kentteki ekolojik sorunlar, mülkiyet haklarının ihlali ve toksik maddelerin varlığı gibi konular raporda öne çıkmaktadır. Tarım alanlarına yapılan toplu konut projeleri ve zeytinliklerin üzerine dökülen enkazlar, kentin ekolojik dengesini bozmuş ve doğal kaynakların yok olmasına neden olmuştur.

"İnsanların mülkiyet hakları rezerv alanlarla ihlal edilmiş durumda. Asbest ve toksik maddelerle ilgili tehlikeler sürüyor. Zeytinliklere ve tarım alanlarına toplu konut projeleri yapılıyor. Zeytinliklerin üzerine enkazların döküldüğünü tespit ettik."

Antakya'nın Ekolojik Yıkımı ve Şantiye Dönüşümü

Antakya’daki ekolojik tahribat da dikkat çekicidir. Müfettişler, mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ve toksik maddelerin çevreyi tehdit ettiğini bildirmektedir. Tarım alanlarına yapılan projeler ve zeytinliklerin tahribatı, kentin doğal yapısını olumsuz etkilemiştir. Ayrıca, bölgedeki taş ocakları ve moloz döküm sahalarının sayısındaki artış, ekolojik dengeyi bozmuş ve doğal kaynakları tahrip etmiştir.

"Yıkıntı atıkları ve döküm sahaları sayısı Hatay genelinde 38'e çıktı. Uzunbağ, Narlıca ve Samandağ Deniz Stadyumu moloz depolama alanlarında döküm ve ayrıştırma sürüyor. Depremin hemen sonrasında olduğu gibi halen ayrıştırma sadece demir ve diğer ticari metaller için yapılıyor."

Bir yılı aşkın bir süredir çözüme kavuşturulamayan sorunlar arasında temiz suya erişim, hijyen problemleri ve kamulaştırma süreçleri yer almaktadır. Özellikle içme suyu sıkıntısı ve hijyen problemleri halkın yaşam kalitesini etkilemekte ve kamulaştırmaların adil olmayan bir şekilde yürütülmesi ciddi endişelere yol açmaktadır. Enkaz kaldırma ve moloz döküm faaliyetlerinin yönetmeliklere uygun yapılmaması, sağlık sorunlarına ve solunum yetmezliğine yol açmaktadır.

Genel olarak, Hatay’daki mevcut durum, hem ekolojik hem de sosyal açıdan büyük bir kriz yaşandığını göstermektedir. Bu kriz, bölgenin doğal ve insan kaynaklarının korunması açısından önemli bir sorumluluk yüklemektedir. Hatay’ın bu zorlu süreçten nasıl çıkacağı, alınacak önlemler ve yapılacak reformlarla doğrudan ilişkilidir.