Sinop Nükleer Santrali İçin BAE ile Stratejik İşbirliği İddiaları
Türkiye’nin Nükleer Enerji Yatırımlarında BAE İle Ortaklık: Sinop Nükleer Santral Projesinin Yeniden Gündeme Gelmesi

Son yıllarda, Türkiye’nin nükleer enerji alanında yaptığı atılımlar, uluslararası enerji yatırımları açısından dikkat çekici bir ivme kazandı. Özellikle maliyet artışları nedeniyle yapımı durdurulan Sinop’taki nükleer santral projesinin Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) teklif edilmesi, bu alanda yeni bir ortaklık olasılığını gündeme getirdi. Türkiye ve BAE arasında imzalanan "Enerji ve Doğal Kaynaklar Alanında Stratejik Ortaklık Çerçeve Anlaşması" kapsamında, her iki ülkenin enerji işbirliklerini artırma hedefiyle nükleer enerji projeleri yeniden ön plana çıktı.
BAE İle İmzalanan Anlaşma ve Nükleer Enerji Alanındaki Ortaklık
19 Temmuz 2023 tarihinde Abu Dabi’de imzalanan anlaşma, Türkiye ile BAE’nin enerji ve doğal kaynaklar alanında stratejik işbirliğini artırma ve yeni projeler geliştirme hedefini ortaya koyuyor. Anlaşma kapsamında özellikle yenilenebilir enerji, temiz kömür ve nükleer enerji alanlarında yatırımlar yapılması öngörülüyor. Bu projelerden en dikkat çekeni ise 6 GW kapasiteli nükleer enerji santrali projesi. Anlaşmada yer alan maddelere göre, BAE nükleer enerji projelerinde yatırım fırsatlarını değerlendirecek, finansman sağlayacak ve Türkiye, projeler için gerekli sahaları tahsis edecek.
Anlaşmanın nükleer enerjiyle ilgili bölümü, 6000 MW’a kadar kapasiteye sahip bir nükleer santral projesini, nükleer yakıt imalatını, ileri nükleer reaktörlerin geliştirilmesini ve nükleer iş gücü ve tedarik zincirinin oluşturulmasını içeriyor. Bu bağlamda BAE’nin nükleer enerji sektöründeki deneyimi, Türkiye’deki potansiyel projeler için önemli bir rol oynayabilir. BAE, Arap dünyasının ilk nükleer enerji santraline sahip olup, bu konuda Güney Kore ile işbirliği yapmış durumda.
Sinop Nükleer Santral Projesi ve BAE’nin İlgisi
Türkiye’nin nükleer enerji alanındaki en büyük projelerinden biri olan Sinop Nükleer Santrali, maliyet artışları nedeniyle 2019 yılında askıya alınmıştı. Sinop’taki bu proje, Japonya ve Türkiye arasında yapılan bir anlaşma çerçevesinde 2013 yılında başlamış, ancak proje maliyetlerinin aşırı yükselmesi nedeniyle tamamlanamamıştı. Bu süreçte Sinop’taki nükleer santralin yapımının BAE’ye teklif edildiği iddiaları gündeme geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2022 yılında BAE’ye yaptığı ziyaret sırasında bu konu tekrar ele alındı, ancak daha sonra bu konuda resmi bir açıklama yapılmadı.
Sinop’taki nükleer santral projesine BAE’nin ilgi göstermesi, ülkenin nükleer enerji alanındaki yatırımlarını genişletme stratejisi ile de örtüşüyor. BAE, Güney Kore ile işbirliği yaparak kendi nükleer santrallerini geliştirdi ve bu tecrübeyi Türkiye’de de uygulamayı planlayabilir.
### Güney Kore’nin Rolü ve KEPCO’nun Türkiye İlgisi
BAE ile nükleer enerji konusunda işbirliği yapan Güney Koreli KEPCO (Korean Electric Power Corporation), Türkiye’de de nükleer enerji projelerine yatırım yapmak isteyen başlıca şirketlerden biri. KEPCO, BAE’deki Barakah Nükleer Enerji Santrali projesini başarıyla tamamlamış ve 2023 yılında Türkiye’ye bir ön teklif sunarak Sinop’ta bir nükleer santral inşa etme isteğini dile getirmiştir. Bu bağlamda KEPCO’nun 30 milyar dolarlık bir yatırımla Sinop’ta dört nükleer reaktör kurmayı hedeflediği bilinmektedir.
Güney Kore, 2030 yılına kadar dünya genelinde 10 nükleer reaktör ihraç etmeyi planlamaktadır ve Türkiye de bu ülkeler arasında önemli bir pazar olarak değerlendirilmektedir. Ancak KEPCO’nun yolsuzluk skandalları ve güvenlik sertifikaları ile ilgili sorunlar, bu projelerin hayata geçmesi konusunda bazı soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.
Türkiye’nin Nükleer Geleceği ve Stratejik Ortaklıklar
Türkiye, enerji bağımsızlığını sağlamak ve nükleer enerji alanındaki yatırımlarını genişletmek için BAE, Güney Kore, Rusya ve Çin gibi ülkelerle işbirliği yapmayı planlıyor. Mersin Akkuyu Nükleer Santrali, Rusya’nın devlet şirketi Rosatom ile işbirliği içinde yürütülen bir proje olarak öne çıkarken, Sinop ve Trakya’da yapılması planlanan santraller için diğer ülkelerle görüşmeler sürdürülüyor.
BAE’nin, Güney Koreli KEPCO ile Türkiye’de nükleer enerji projeleri geliştirme olasılığı oldukça yüksek. Akkuyu’da Rosatom’un sahip olduğu yüzde 49’luk hissenin satışıyla ilgili görüşmeler de devam ediyor ve BAE bu hisselere talip olabilir.
Sonuç
Türkiye’nin nükleer enerjiye olan ilgisi, bölgesel enerji arz güvenliğini artırma ve enerji bağımsızlığını sağlama stratejisinin bir parçası olarak karşımıza çıkıyor. BAE ile yapılan anlaşma, bu hedefe ulaşma yolunda önemli bir adım olabilir. Nükleer enerji projeleri, hem teknoloji transferi hem de finansman açısından dış ortaklıklar gerektiren büyük projeler olarak dikkat çekiyor. BAE, Güney Kore gibi ülkelerin tecrübesi ve finansal desteği ile Türkiye, nükleer enerji alanında önemli bir oyuncu haline gelebilir. Ancak bu projelerin hayata geçirilmesi, teknolojik altyapı, finansman ve güvenlik gibi konularda dikkatli bir şekilde yönetilmeli ve uluslararası standartlara uygun şekilde yürütülmelidir.