Tarihi Bilmeden Geleceğe Yön Verilemez
Tarih, geçmişten günümüze insanlığın izlerini süren, kültürlerin ve medeniyetlerin izlerini barındıran bir hazinedir.

Tarih, geçmişten günümüze insanlığın izlerini süren, kültürlerin ve medeniyetlerin izlerini barındıran bir hazinedir. Ancak, bazen bu hazineyi keşfeden ve anlamlandıran, o tarih ve kültüre ait olmayan insanlar olabiliyor. Ne yazık ki, Türk tarihinin pek çok önemli keşfi, yabancı bilim insanları tarafından yapılmış ve dünya tarihine kazandırılmıştır. Bu durum, geçmişteki kültürel mirasımıza olan ilgisizliğimizin ve dışarıdan gelen bilim insanlarının bu mirasa duyduğu ilginin bir yansımasıdır.
Örneğin, Ağrı Dağı'na ilk tırmanan kişi, 1800'lü yıllarda Alman dağcı Parrot oldu. Benzer şekilde, Erciyes Dağı'nın zirvesine ilk ulaşan ise İngiliz dağcı Hamilton'du. Bu tırmanışlar, hem dağcılıkla ilgili önemli birer başarıydı hem de Türk topraklarındaki doğal zenginliklerin ilk defa dünya çapında tanınmasını sağladı.
Piramitlere ise 461 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu bakmış olsa da, bu eşsiz yapılarla ilgili derinlemesine bir araştırma yapılmadı. Piramitlerin sırlarını çözme işini ise Fransız bilim insanı Champollion üstlendi, çünkü hiyeroglifleri çözen ilk kişi oydu.
Tarihimizi bilmemenin, geleceğimizi anlamamızı engelleyeceği gerçeği ne kadar önemliyse, kendi tarihimize sahip çıkmanın da o kadar kritik olduğu unutulmamalıdır. Eğer bir toplum, kendi geçmişini bilmez ve ona değer vermezse, geleceğini inşa etme konusunda büyük bir eksiklik yaşar. Tarih, bir ağacın kökleri gibidir. O kökler ne kadar derin olursa, ağacın dalları o kadar güçlü olur. Kendi geçmişimizi sahiplenmemek, kimliğimizi kaybetmemize yol açar.
Tarihini bilmeyen bir toplum, geleceğine de yön veremez. İnsanları yok etmenin en etkili yolu, onların tarih anlayışını inkar etmek ve yok etmektir. Tarih, sadece geçmişin bir yansıması değil, aynı zamanda bir halkın kültürünü, değerlerini ve kimliğini oluşturur. Eğer biz, tarihimize sahip çıkmazsak, o zaman başkalarının bizim yerimize bu tarih üzerinde yazılar yazmasına ve bize ait olan mirası sahiplenmesine izin vermiş oluruz. Bugün Türk tarihini yabancı bilim insanları keşfediyorsa, bu sadece bizlerin kendi mirasımıza ne kadar uzak olduğumuzun bir göstergesidir.
Tarihe sahip çıkmak, sadece geçmişi korumak değil, aynı zamanda geleceğe sağlam bir temel atmak demektir. Eğer Türk bilim insanları kendi tarihlerini daha fazla sahiplenir, akademik dünyada daha fazla ilgi ve destek görürse, bu tarih daha da derinleşecek ve dünya çapında daha büyük bir saygınlık kazanacaktır. Bugün, sahip olduğumuz bu mirasa gereken değeri vermezsek, yarın başkalarının bu mirası daha fazla sahiplenmesine ve yazmasına engel olamayacağız. Tarihimizi bilmek, geleceğimize sahip çıkmak için elzemdir.