Türkiye’nin Gıda Güvenliği Sorunu

Türkiye, pestisit kaynaklı bildirimlerde son dört yıldır AB’nin en yüksek riskli ülkesi olarak öne çıkmakta.

Türkiye’nin Gıda Güvenliği Sorunu

Türkiye’de Gıda Güvenliği ve Pestisit Kullanımı: Mevcut Durum ve Sorunların Analizi

Özet

Bu araştırma makalesi, Türkiye’de gıda güvenliği ve pestisit kullanımı konularındaki mevcut durumu incelemektedir. Avrupa Birliği Komisyonu tarafından sağlanan Gıda ve Yemler İçin Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) verileri ve Türkiye’nin yıllık denetim raporları temel alınarak, gıda ürünlerinde tespit edilen riskler, özellikle pestisit kalıntıları ve mikotoksinler gibi sorunlar analiz edilmiştir. Makalede, iç pazarda ve ihracatta karşılaşılan problemler, denetim yetersizlikleri ve bu sorunların tüketici sağlığı üzerindeki etkileri ele alınmaktadır. Ayrıca, gıda güvenliğini artırmak için gerekli önlemler ve stratejiler tartışılmaktadır.

1. Giriş

Gıda güvenliği, toplum sağlığı açısından kritik öneme sahiptir. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, gıda ve yemlerdeki güvenlik risklerini izlemek amacıyla Gıda ve Yemler İçin Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) portali üzerinden raporlar sunmaktadır. Türkiye’nin bu sistem üzerindeki verileri, ülkemizin gıda güvenliği sorunları hakkında önemli bilgiler sağlamaktadır. Bu makale, 2023 yılı verileri ışığında Türkiye’deki gıda güvenliği sorunlarını ve özellikle pestisit kullanımını incelemektedir.

2. Gıda Güvenliği Sorunları ve Pestisit Kullanımı

2.1. Pestisit Kalıntıları

Türkiye, pestisit kaynaklı bildirimlerde son dört yıldır AB’nin en yüksek riskli ülkesi olarak öne çıkmaktadır. 2023 yılında, biber ve limon gibi ürünlerde yüksek pestisit kalıntıları tespit edilmiştir. Biber ve limon gibi ürünler AB’nin Türkiye’den ithal ettiği başlıca ürünlerdir ve bu ürünlerdeki yüksek pestisit kalıntıları, pestisit kullanımına dair yaygın endişeleri yansıtmaktadır. Ancak, bu ürünlerin yüksek pestisit içeriklerinin, bu ürünlerin yaygın tüketilmesinden kaynaklanmadığı, AB’nin Türkiye’den ithal ettiği ana ürünler olmalarından kaynaklandığı görülmektedir.

2.2. Mikotoksin ve Bakteri Kaynaklı Riskler

Mikotoksin kaynaklı riskler arasında, kuru incir, Antep fıstığı ve kuru üzüm gibi ürünlerde yüksek seviyelerde mikotoksinler tespit edilmiştir. Ayrıca, tahin ve susam gibi ürünlerde salmonella bakterisi bulunmuş ve bu durum, gıda güvenliğinde bir diğer önemli sorunu ortaya koymuştur. Yasaklı maddeler arasında, sildenafil gibi ilaç etken maddeleri içeren ürünler de bulunmaktadır ve bu maddelerin varlığı, gıda kodeksine uygunluk sorunlarını işaret etmektedir.

3. Denetim ve İzleme Stratejileri

3.1. İhracat ve İç Pazar Denetimleri

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yıllık raporlarına göre, 2023 yılında 394 bin 624 denetim gerçekleştirilmiştir. Ancak, bu denetimlerin sonuçları, alınan numunelerin %15.88’inin sorunlu olduğunu göstermektedir. İhracat verileri, iç pazardaki sorunları daha belirgin hale getirmektedir. İç pazardaki denetimlerde ise sadece yapılan denetimlerin sayısı açıklanmakta, denetim sonuçları hakkında detaylı bilgi sunulmamaktadır.

3.2. Denetim Yetersizlikleri

Denetimlerin hasat öncesi aşama ile sınırlı kalması, sorunların çözümüne yeterli olmamaktadır. İç pazardaki denetimlerin, hasat zamanı, depolar ve pazar yerlerinde de yapılması gerektiği vurgulanmaktadır. Ayrıca, denetim sonuçlarının şeffaf bir şekilde paylaşılması, tüketicilerin güvenli gıda tüketimini destekleyecektir.

4. Stratejik Öneriler

4.1. Pestisit Kullanımının Azaltılması

Türkiye’nin pestisit kullanımına dayalı konvansiyonel tarım sisteminden agroekolojik ve organik tarım sistemlerine geçiş yapması gerekmektedir. Pestisit kullanımını azaltmak, hem çevresel hem de sağlık açısından olumlu etkiler sağlayacaktır.

4.2. Şeffaflık ve Eğitim

Gıda güvenliği konusunda şeffaflık sağlanmalı ve tüketicilere gıda güvenliği riskleri hakkında doğru bilgi verilmelidir. Ayrıca, üreticilere yönelik eğitim programları geliştirilerek, güvenli tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması teşvik edilmelidir.

5. Sonuç

Türkiye’nin gıda güvenliği sorunları, hem iç pazarda hem de ihracatta büyük bir problem teşkil etmektedir. Pestisit kalıntıları, mikotoksinler ve bakteri kaynaklı riskler, tüketici sağlığını tehdit etmekte ve gıda güvenliği stratejilerinde köklü değişiklikler gerektirmektedir. İç pazardaki denetimlerin kapsamının genişletilmesi ve şeffaflığın artırılması, sağlıklı ve güvenilir gıda üretiminin teşvik edilmesi açısından kritik öneme sahiptir. Gıda güvenliği sorunlarının çözülmesi, hem tüketici sağlığını koruyacak hem de ülkenin uluslararası ticaretteki itibarı açısından önemli bir adımdır.