Denizlerimizdeki Kirlilikler ve Sebepleri
Türkiye'nin denizleri, çevresel faktörlerin ve insan faaliyetlerinin bir sonucu olarak ciddi kirlilik tehditleriyle karşı karşıyadır.

Ege, Marmara, Karadeniz ve Akdeniz, farklı kirletici kaynaklarına maruz kalarak doğal ekosistemleri tehlikeye sokmaktadır.
Ege Denizi’ndeki Kirlilik
Ege Denizi, özellikle Türkiye ve Yunanistan gibi yoğun nüfusa sahip ülkelerin sahillerinde ciddi bir kirlilik sorunu yaşamaktadır. Bu kirliliğin başlıca kaynakları şunlardır:
Evsel Atıklar: Yerleşim bölgelerinin artmasıyla birlikte evsel atıkların denize boşaltılması kirliliği artırmaktadır.
Sanayi Atıkları: Ege kıyılarında bulunan endüstriyel tesislerin atık suları denize deşarj edilmektedir.
Tarım Faaliyetleri: Tarımsal alanlardan akan gübre ve kimyasal ilaç kalıntıları yağışlar sonucu denize ulaşmaktadır.
Liman Faaliyetleri: Limanlarda yapılan yükleme, boşaltma işlemleri ve deniz trafiği de denizi kirleten faktörler arasındadır.
Nehirler ve Akarsular: Kıyıya ulaşan nehirler, karasal kirleticileri denize taşır.
Ege Denizi’nde Türkiye kıyılarından toplam 15 farklı noktada atık su deşarjı yapılmaktadır. Bu kirlilik, nüfus artışı ve turizm sezonlarında daha da artmakta ve deniz ekosistemini olumsuz etkilemektedir.
Marmara Denizi’ndeki Kirlilik
Marmara Denizi, hem kara kaynaklı hem de deniz trafiğinden kaynaklanan kirlilikle karşı karşıyadır. İstanbul ve çevresinde yoğunlaşan sanayi tesisleri ve yerleşim bölgeleri, Marmara Denizi’nin en büyük kirleticileri arasında yer alır.
Evsel Atıklar: İstanbul, Bursa ve İzmit gibi büyük şehirlerden gelen evsel atıklar doğrudan denize boşaltılmakta veya yetersiz arıtma tesislerinden geçmektedir.
Endüstriyel Atıklar: Bölgede bulunan binlerce sanayi kuruluşu, büyük miktarda atık suyu denize deşarj etmektedir. Bu atıklar arasında ağır metaller, kimyasal maddeler ve petrol türevleri bulunmaktadır.
Kurşun ve Cıva Gibi Ağır Metaller: İzmit Körfezi’nde ağır metal ve kimyasal kirlilik ciddi boyutlardadır. Bu kimyasallar deniz yaşamını tehdit etmektedir.
Marmara Denizi’ne yapılan atık su deşarjları deniz ekosistemini bozan en önemli faktörlerden biridir. Özellikle kirlilik İstanbul Boğazı ve İzmit Körfezi’nde yoğunlaşmaktadır.
Karadeniz’deki Kirlilik
Karadeniz, bölgeye kıyısı olan altı ülkenin yanı sıra Tuna Nehri gibi büyük nehirlerin taşıdığı kirleticiler nedeniyle ciddi kirlilikle mücadele etmektedir.
Nehirlerden Gelen Kirleticiler: Tuna Nehri başta olmak üzere, Kızılırmak ve Yeşilırmak gibi büyük nehirler yoluyla Karadeniz’e arıtılmamış evsel ve endüstriyel atıklar ulaşmaktadır.
Tehlikeli Atıklar: Geçmişte bazı Avrupa ülkeleri tehlikeli atıklarını Karadeniz’e boşaltmıştır. Bu durum, deniz suyunun kalitesini ciddi şekilde etkilemiştir.
Biyolojik Kirlilik: 1980'lerde Karadeniz’e ulaşan denizanası türü olan Mnemiopsis leidyi, deniz ekosistemini tahrip etmiş ve balık popülasyonunu büyük ölçüde azaltmıştır.
Karadeniz’de yaşanan kirlilik, bölge halkının geçim kaynağı olan balıkçılığı da tehdit etmektedir. Ayrıca deniz trafiği ve tanker kazaları da Karadeniz’deki petrol kirliliğini artıran unsurlar arasındadır.
Akdeniz’deki Kirlilik
Akdeniz, dünyanın en büyük iç denizlerinden biri olup, çevresinde yoğun nüfus ve sanayi faaliyetleri barındıran ülkelerle çevrilidir. Akdeniz’in karşı karşıya olduğu kirlilik kaynakları şu şekildedir:
Petrol Kirliliği: Akdeniz’de petrol ve doğal gaz yataklarının bulunması, tanker trafiği ve petrol sızıntıları deniz suyunu ciddi şekilde kirletmektedir. Petrol suya karıştıktan sonra su yüzeyinde yayılmakta ve deniz canlılarının yaşamını olumsuz etkilemektedir.
Tarım ve Sanayi Atıkları: Akdeniz kıyılarında yapılan tarımsal faaliyetlerden ve sanayi bölgelerinden kaynaklanan kirlilik, deniz suyunun kimyasal yapısını bozmaktadır.
Aşırı Balıkçılık: Akdeniz’de yapılan aşırı balıkçılık, yerel balık popülasyonlarını tehdit etmekte ve ekosistemin dengesini bozmaktadır.
Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerdeki turizm, sanayi ve tarım faaliyetleri sonucunda atık miktarı sürekli olarak artmakta ve deniz ekosistemini tehlikeye sokmaktadır.
Sonuç
Türkiye’nin denizleri, hem yerel hem de uluslararası faktörler nedeniyle ciddi kirlilik tehditleriyle karşı karşıya kalmaktadır. Her deniz, farklı kirletici unsurlarla mücadele ederken, ortak sorunların başında evsel ve sanayi atıkları, tarımsal faaliyetler ve petrol kirliliği gelmektedir. Bu kirlilikler deniz yaşamını olumsuz etkilediği gibi, insan sağlığı ve ekonomik faaliyetleri de tehdit etmektedir.