Evrenin sonu nasıl olacak?
Her şey yaklaşık 13.8 milyar yıl önce başladı. Bir atomdan bile daha küçük olan noktadan genişleyen bir ateş topu ortaya çıktı. Evren… Eğer başlangıcı olan her şeyin bir de sonu varsa evrenimiz de bir gün ölecek demektir. Yani sevdiğiniz, değer verdiğiniz, önemsediğiniz her şey bir gün yok olacak. Perde sonsuza dek kapanacak. Peki, bu ölüm […] Evrenin sonu nasıl olacak? yazısı ilk önce Holosen üzerinde ortaya çıktı.

Her şey yaklaşık 13.8 milyar yıl önce başladı. Bir atomdan bile daha küçük olan noktadan genişleyen bir ateş topu ortaya çıktı.
Evren…
Eğer başlangıcı olan her şeyin bir de sonu varsa evrenimiz de bir gün ölecek demektir. Yani sevdiğiniz, değer verdiğiniz, önemsediğiniz her şey bir gün yok olacak. Perde sonsuza dek kapanacak. Peki, bu ölüm ne zaman gerçekleşecek? Daha da önemlisi nasıl gerçekleşecek?
Bilim insanlarının bu sorunun cevabı için bazı hipotezleri var. Gelin bu videoda bunlara kısaca bir bakalım.
1-Büyük Yırtılma (Big Rip)
Havaya attığınız bir taş, tahmin edebileceğiniz gibi Dünya’nın kütleçekimi nedeniyle yere düşer. Fakat bir an için, havaya fırlattığınız taşın yere düşmeyip, tam tersine, Dünya tarafından itildiğini ve giderek daha hızlı bir şekilde bir daha geri dönmemek üzere uzaya doğru yol aldığını hayal edin. Tuhaf olurdu değil mi?
Aslına bakarsınız, bu şaşırtıcı durum tam da astronomların evrenimizle ilgili gözlemlediği şey. 1998’de keşfettik ki evrenimiz sürekli genişliyor. Üstelik bu genişlemenin hızı da sürekli artıyor.
Peki, evrenin genişlemesi tıpkı gaz pedalına basıldıkça hızlanan bir araba gibi sürat kazanıyorsa, bu sürati ona veren güç ne?
Bilim insanları galaksileri birbirinden uzaklaştıran bu itici güce “Karanlık Enerji” adını vermişler. Evrenin %70’ini oluşturan bu enerjiye “karanlık” denmesinin nedeni, hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyor oluşumuz.
Şimdi…
Eğer karanlık enerji evrenin genişlemesini hızlandırıyorsa uzay daha hızlı bir tempoda esnemeye devam edecek demektir. Daha fazla uzay, daha güçlü karanlık enerji demek olduğu için genişleme sürekli hızlanacak. Nihayetinde ise kontrolden çıkmış şiddetli bir etkiye dönüşecek.
Zamanla yıldızlar arasındaki uzay-zaman dokusu o kadar çok esneyecek ki karanlık maddenin bir arada tutucu etkisi yok olacak ve galaksiler parçalanacak. Yıldızlar ve gezegenleri arasındaki uzay da büyüyecek ve yıldız sistemleri genişlemenin karşısında dağılacak.
Tüm bunların olmasının sebebi kütleçekim kuvvetinin karanlık enerji karşısında zayıf kalıyor oluşu.
Evrenin Temel Kuvvetleri
Bildiğiniz gibi evrene hükmeden dört temel kuvvet var. Bu temel kuvvetler; caddede yürümekten nükleer santralleri çalıştırmaya, yıldızların parlamasından galaksilerin bir arada durmasına kadar her yerde işliyor. Her gün deneyimlediğimiz (ve çoğunun farkında olmadığımız) tüm kuvvetler şu dört temel kuvvete indirgenebilir:
1-Kütleçekim kuvveti
2-Elektromanyetik kuvvet
3-Zayıf nükleer kuvvet
4-Güçlü nükleer kuvvet
Kütleçekim kuvveti evrendeki en zayıf kuvvet. Bu sebeple Büyük Yırtılma senaryosunda ilk önce birbirlerine kütle çekimiyle bağlanan sistemler çökecek. Daha sonra, elektronları atomların çekirdeklerine bağlayan elektromanyetik kuvvet düşecek. Elektronlar ve çekirdekler arasındaki alanın genişlemesi bu gücün önüne geçecek ve atomlar tuzla buz olacak. En sonunda ise proton ve nötronları çekirdekte bir arada tutan güçlü nükleer kuvvet de karanlık enerjinin gücüne karşı koyamayacak. Sonunda evren, sonsuz sayıda başıboş parçacığın birbirine ulaşamayacağı bir yer haline dönüşecek.
Uzun lafın kısası arkadaşlar, evrendeki her şey lime lime olacak. Astronomlar bu olaya “Büyük Yırtılma” (Big Rip) adını vermişler. Eğer evrenin sonu bu şekilde olursa evren geniş ve kocaman bir hiçlik denizine dönüşecek. Büyük yırtılma senaryosunda astronomlar evrenimizin yaklaşık olarak 22 milyar yıl sonra öleceğini tahmin ediyor.
Benim düşünceme göre en mantıklı hipotezlerden biri bu. Aynı zamanda en acıklısı da…
2-Büyük Donma (Big Freeze)
Bildiğiniz gibi bütün sistemler zamanla entropi kazanır. Yani düzenden düzensizliğe doğru bir geçiş vardır. Odanıza parfüm sıktığınızda moleküller giderek dağılır ve en sonunda bütün odaya yayılır.
İşte aynı bunun gibi “Büyük Donma” hipotezine göre karanlık enerjinin evreni genişletmesi yüzünden iki trilyon yıl sonra Yerel Grup haricindeki tüm galaksiler gözlemlenebilir evrenimizin dışına çıkacak. Tüm galaksilerin birbirlerinden uzaklaşma hızı ışık hızını aşacak. 100 trilyon yıl içerisinde galaksilerdeki bütün yıldızlar ölecek ve yeni yıldızları oluşturmak için yeterli ham madde olmayacağından yıldız oluşumu duracak.
Evrende, kütlesi en büyük cisimler olarak karadelikler, nötron yıldızları, beyaz cüceler ve kahverengi cüceler kalacak. Toplam madde kütlesinin yüzde 90’ını iyice sönükleşmiş ya da sönükleşmekte olan beyaz cüceler oluşturacak. Sonunda hepsi birer siyah cüceye dönüşecek.
Son yıldızların da sönmesinden sonra Samanyolu ve evrenin her yanı karanlığa bürünecek. Ancak zaman zaman beyaz cücelerden bazıları çevreden topladıkları maddeyle 1.4 Güneş kütlelik sınırı aşıp 1a tipi süpernova yapacak ve kısa bir süre için yakın çevresini aydınlatacak. Yine ender olarak bir kahverengi cüce bir beyaz cüceyle çarpışacak ve bir kırmızı cüce yıldızı oluşacak. Bu cisimler yakın çevresini 10 trilyon yıl kadar daha aydınlatabilecekler.
1027 yıl sonra galaksilerdeki bütün madde merkezdeki süper kütleli karadeliklerde toplanacak. Ve nihayet 1040 yıl sonra protonlar ve nötronlar bozunacak ve daha basit atom altı parçacıklara dönüşecek. Böylece evrende yalnızca karadelikler kalacak.
Bu sırada evrenin ortalama sıcaklığı neredeyse mutlak sıfır olacak. Ancak karadelikler de sonsuza dek var olamayacaklar. 10100 yıl sonra bütün karadelikler “Hawking Işıması” nedeniyle buharlaşacaklar. Sonunda sadece oldukça seyrelmiş fotonlar kalacak ve bunlar da çözündüğünde evrendeki bütün etkileşim sona erecek ve entropi en yüksek seviyeye ulaşacak.
Bu da bizi acı sona getiriyor. Ölü bir evren.
Büyük Yırtılma ve Büyük Donma Arasındaki Fark
Aslında büyük donma ve büyük yırtılma biraz birbirlerine benziyorlar. İkisi de evrenin genişlemesinden kaynaklanan bir ölümü betimliyor.
Aralarındaki temel fark ise şu:
Büyük donma senaryosu, karanlık enerjinin itim kuvvetinin zamanla zayıflayacağını ve evrenin parçalanıp gitmesine müsaade etmeyeceğini öngörüyor. Bunun yerine madde inanılmaz uzun ama sonlu bir sürede ışınıma uğruyor. Her şey cansız, ölü ve soğuk bir hal alıyor.
3-Büyük Çöküş (Big Crunch)
İlk iki senaryoda da evrenin karanlık enerjinin itimiyle genişlediğinden bahsettik. Büyük Çöküş senaryosuna göreyse bu genişleme trilyonlarca yıl sonra yavaşlayacak ve hatta durarak tersine dönecek. Eğer evrendeki karanlık enerji zamanla azalırsa kütleçekimi evrene hakim kuvvet haline gelecek. Maddenin yarattığı kütleçekim etkisi evrenin kendi içine çökmesine neden olacak.
Yani adeta filmi geri sarmışsınız gibi her şey 13.8 milyar yıl önceki haline geri dönecek. Galaksiler iç içe geçecek, evren küçülecek ve ısı her yerde birden artmaya başlayacak. Büyük Çöküş’ten yüz bin yıl önce kozmik mikrodalga arkaplan ışıması birçok yıldızın yüzeyinden bile daha sıcak hale gelecek. Dakikalar önceyse atom çekirdekleri parçalanacak ve dev karadelikler her şeyi yutacak. En sonunda Büyük Patlama’yı yaratan o tekillik yeniden meydana gelecek.
Fakat bu hipotezin güzel bir tarafı var. O da şu:
Evren tekillik anına tekrar döndüğünde yeniden patlayarak yepyeni bir evren yaratabilir. Bu da bizi “Büyük Sıçrama” hipotezine getiriyor.
4-Büyük Sıçrama (Big Bounce)

Bu senaryoya göre evrenimiz “Büyük Patlama” teorisinin söylediği gibi bir hiçlikten, bir sıfır noktasından var olmadı. Evrenimizin başlangıcındaki tekillik aslında bizden önceki evrenin kendi içine çöküp oluşturduğu tekillikti. Yani bizden önceki evren de kendi içine çöküp yeniden sıçradı ve genişledi. Böylece yeni bir evren meydana geldi.
Eğer bu hipotez doğruysa evrenimiz bizden önce de defalarca kez çöküp tekrar tekrar Büyük Patlama’yla yeni evrenler oluşturdu. Bizden sonra da bunu yapacak. Kısacası Büyük Sıçrama hipotezi evrenin sonsuz bir döngü içerisinde genişleyip çöktüğünü ve bunun sürekli tekrar edeceğini iddia ediyor. Üstelik her yeni evren yepyeni parametrelerle meydana geldiği için hem evrenin ömrü hem de doğa yasaları sürekli değişiyor.
Eğer bu doğruysa bazı evrenlerde bambaşka yapılara sahip canlılar evrimleşebilir ya da canlılık hiç ortaya çıkmayabilir. Hatta gezegenlerin, yıldızların, karadeliklerin hiç olmadığı evrenler bile meydana gelebilir. Bunu, çok sayıda zarı sonsuz kere atmaya benzetebiliriz.
Sonuç:
Bu videoda anlattığım tüm hipotezler bilim insanlarının şu anki bilgileriyle ortaya koyduğu olası senaryolar. Karanlık madde ve karanlık enerji hakkındaki bilinmezler gelecekte bu senaryoları değiştirebilir.
Bu videoyu daha iyi anlayabilmeniz için karanlık madde ve karanlık enerji hakkında yayımladığım videoya da mutlaka bakmanızı tavsiye ediyorum. Bu iki karanlık güç arasındaki savaş daha milyarlarca yıl devam edecek. Bu da evrenin sonunun nasıl olacağı hakkında bildiklerimizin değişebileceği anlamına geliyor. Elimizdeki senaryolara yenilerini ekleyebiliriz ya da bir tanesi üzerine yoğunlaşabiliriz.
Ama öyle görünüyor ki döngüsel model gerçek olsa bile her şeyin bir sonu var. Şu an içerisinde yaşadığımız evren bir gün tekrar meydana gelecek olsa bile bu bizim türümüzün kesin olarak sonu demektir.
Bu bana biraz garip hissettiriyor arkadaşlar. Size ne hissettirdiğini de merak ettim doğrusu. Yorumlarda düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.
Gerçek olan bir şey varsa o da bu evrenin varlığı. Onun gizemleri üzerine kafa yormak bir ayrıcalık. Bunun tadını çıkaralım…
Kaynaklar ve İleri Okuma:
50 Soruda Evren – ÇAĞLAR SUNAY
Bir Nefeste Evren – COLIN STUART
https://evrimagaci.org/evrene-hukmeden-kadim-gucler-dogadaki-dort-temel-kuvvet-hangileridir-9552
https://evrimagaci.org/evrenin-genislemesi-galaksi-kumeleri-neden-birbirinden-uzaklasiyor-4448
Evrenin sonu nasıl olacak? yazısı ilk önce Holosen üzerinde ortaya çıktı.