Başkanlık Sistemi Orman Alanlarını Yok Etti
2018’den Günümüze: Başkanlık Sistemi ve Orman Alanlarının Dışına Çıkarılması
"Başkanlık Sisteminde Orman Yönetimi: Ek 16’ncı Madde ve Etkileri"
Türkiye’de yönetim sisteminde gerçekleştirilen dönüşüm, özellikle doğal kaynak yönetiminde önemli değişikliklere neden olmuştur. 8 Temmuz 2018’de başkanlık sistemine geçişin ardından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla alınan kararlarla orman alanlarının sınırları dışına çıkarılma süreci hızlanmıştır. Bu makalede, bu süreçlerin yasal ve idari boyutlarını inceleyerek, başkanlık sisteminin orman yönetimi üzerindeki etkilerini ele alacağız.
Başkanlık Sistemi ve Orman Kararları
Başkanlık sistemine geçildikten sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019-2023 yılları arasında bu yetkisini toplamda 25 kez kullanmıştır. Özellikle 2022-2023 yıllarında, orman sınırları dışına çıkarılan alanlar üzerine 14 karar imzalanmıştır. Bu kararlar, Türkiye’nin çeşitli illerinde bulunan toplam 1 milyon metrekarelik orman alanını kapsamaktadır. Orman alanlarının sınırları dışına çıkarılmasının gerekçesi olarak 6831 sayılı Orman Kanunu’na 2018’de eklenen 16’ncı ek madde öne sürülmektedir.
Yasal Çerçeve ve Yönetmelikler
Ek 16’ncı madde, başkanlık sisteminin getirdiği yetki değişiklikleri ile doğrudan ilişkilidir. Bu madde, orman alanlarının imara açılmasını düzenlerken, Bakanlar Kurulu yerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın önerisi ve Cumhurbaşkanı’nın onayıyla uygulanmasını öngörmektedir. Bu durum, orman alanlarının dışına çıkarılma sürecini daha merkezi ve hızlı hale getirmiştir.
Ekonomik ve Ekolojik Etkiler
Türkiye’de orman alanlarının orman sınırları dışına çıkarılması, ekonomik nedenlere dayanmaktadır. Özellikle 2010’dan sonra artan eğilim, 2018 ekonomik kriziyle ivme kazanmıştır. Ekonomi, enerji ve inşaat sektörleri ile desteklenirken, bu sektörlerin ihtiyaçları doğrultusunda ormanlar kullanılmaktadır. Ormanlar, bu süreçte ekonomik büyüme ve kalkınmanın bir aracı olarak görülmektedir.
Anayasal ve Hukuki Sorunlar
Orman Kanunu’nun 16’ncı ve 17’nci maddeleri, zaruret ve kamu yararı durumlarında ormanlık alanların dışına çıkarılmasına izin verirken, Anayasa’nın 169’uncu ve 170’inci maddelerine aykırı olarak hazırlanan yönetmelik, ormanların imara açılmasına zemin hazırlamaktadır. Anayasa Mahkemesi, Ek 16’ncı maddeye yapılan itirazı reddetmiş olmasına rağmen, bu düzenlemelerin Anayasa’ya aykırı olduğu tartışmaları devam etmektedir.
Ormansızlaşma ve Çevresel Sorunlar
Türkiye coğrafyasının yaklaşık yüzde 28,7’sini kaplayan ormanlık alanlardan, bugüne kadar 1,43 milyon hektar orman kaybedilmiştir. 2012-2022 yılları arasında yapılan tahsisler, özellikle enerji ve madencilik sektörleri için yapılmıştır. Orman tahsislerinin büyük bir kısmı enerji iletim hatları ve diğer enerji tesisleri için ayrılmıştır. Bu durum, ormanların sermaye ve ekonomik çıkarlar uğruna kullanıldığını göstermektedir.
Uzman Görüşleri
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi’nden Prof. Dr. Doğanay Tolunay, bu durumun hukuki ve ekolojik açıdan sorunlu olduğunu ifade etmektedir. Tolunay, orman vasfını kaybeden alanların 2B düzenlemesi kapsamına alınması gerektiğini ve mevcut uygulamaların Anayasa’ya aykırı olduğunu belirtmiştir. Ayrıca, orman sınırı dışına çıkarılan alanların iki katı kadar alanın Hazine’den Orman Bakanlığı’na devredilmesinin yerine getirilip getirilmediği konusunda şüpheler olduğunu vurgulamaktadır.
Sonuç
Türkiye’de başkanlık sistemine geçişin ardından orman yönetiminde yaşanan değişiklikler, doğa koruma politikalarının ekonomik çıkarlarla çatışmasını ortaya koymaktadır. Ormanlar, sadece bir ekosistem değil, aynı zamanda ekonomik kalkınmanın bir aracı olarak görülmektedir. Bu durum, çevresel sürdürülebilirliği tehdit etmekte ve hukuki tartışmalara yol açmaktadır. Türkiye’nin orman yönetimi, çevresel ve hukuki dengeleri gözeterek daha sürdürülebilir bir yaklaşıma ihtiyaç duymaktadır.