Yapay Zeka Dünya'yı Kurutuyor.

Yapay Zekanın Görünmez Su Ayak İzi: YZ İçme Sularını Tüketiyor. Dijital Devrim Dünya'yı Su Kıtlığına Sürüklüyor.

Yapay Zeka Dünya'yı Kurutuyor.

Yapay zeka sistemlerinin hızlı yükselişi, teknoloji dünyasında eşi benzeri görülmemiş bir devrimi tetikliyor. Sohbet robotlarından otonom araçlara, tıbbi teşhislerden finansal analizlere kadar hayatımızın her alanına nüfuz eden yapay zeka, sanıldığı gibi sadece sanal bir varlık değil. Aksine, operasyonlarını sürdürebilmek için milyarlarca litre su harcayan devasa bir fiziksel altyapıya dayanıyor.

Yapay zeka uygulamalarının çalıştığı veri merkezleri, 7/24 kesintisiz faaliyet yürütüyor. Ancak bu yüksek işlem gücü, aşırı ısı üretimi anlamına geliyor. Bu ısıyı kontrol altında tutmak için kullanılan su bazlı soğutma sistemleri, yapay zekanın en büyük çevresel ayak izlerinden birini oluşturuyor.

Veri merkezlerindeki soğutma kuleleri, suyu buharlaştırarak ısı transferini sağlıyor. Bu sırada milyarlarca litre su atmosfere karışıyor ve kaybedilen suyun sürekli yenilenmesi gerekiyor. Yapay zekanın çalışması için gereken yüksek elektrik talebi de dolaylı su tüketimini artırıyor. Özellikle termik santraller, elektrik üretim süreçlerinde soğutma için devasa miktarda su kullanıyor. Ayrıca yapay zeka donanımlarının temeli olan yarı iletken çiplerin üretimi, su yoğunluğu yüksek endüstriyel süreçler gerektiriyor.

Araştırmalara göre, küresel yapay zeka sistemlerinin su tüketimi 2027 yılına kadar 4,2 ila 6,6 milyar metreküp seviyesine ulaşabilir. Bu miktar, bazı küçük ülkelerin yıllık toplam su tüketiminin yarısından fazlasına denk geliyor.

Google’ın 2024 yılında dünya genelindeki veri merkezleri yaklaşık 22,7 milyar litre su harcadı. Bu, Türkiye’nin 2022’deki yıllık su tüketiminin üçte biri kadardır. Popüler yapay zeka uygulamalarıyla yapılan her 20-50 etkileşim, yaklaşık yarım litre su tüketimine neden oluyor. Küçük görünse de milyarlarca etkileşimde bu rakamlar devasa boyutlara ulaşıyor.

Veri merkezlerinin su kıtlığı yaşayan bölgelere kurulması, yerel su kaynakları üzerinde ciddi baskılar yaratıyor. Bazı örneklerde, doğrudan içme suyu kaynaklarının soğutma sistemlerinde kullanılması hem çevresel hem de sosyal sorunlara yol açıyor.

Teknoloji devleri ve araştırmacılar, yapay zekanın artan su tüketimine karşı sürdürülebilir çözümler geliştirmeye çalışıyor. Daha az su harcayan ve suyu geri dönüştürebilen verimli soğutma sistemleri, içilemez suların soğutma süreçlerinde değerlendirilmesi, veri merkezlerinden çıkan ısının çevredeki binaların ısıtılmasında kullanılması ve veri merkezlerinin su kaynakları açısından zengin veya yenilenebilir enerjiye yakın bölgelere kurulması gibi yöntemler üzerinde duruluyor.

Yapay zekanın potansiyeli sınır tanımıyor ancak gezegenimizin su kaynakları sınırlı. Bu gerçek, yapay zekanın gelecekteki büyümesini şekillendirecek en önemli çevresel faktörlerden biri olarak öne çıkıyor. Yapay zekanın su ayak izini azaltmak, sadece teknoloji şirketlerinin değil tüm küresel toplumun öncelikli görevlerinden biri haline gelmeli. Aksi halde, dijital çağın bu en parlak yıldızı, ardında susuz kalmış bir dünya bırakma riski taşıyor.