Kırşehir Altın Madeni Projesi: Çevresel Tehditler ve Sosyal Etkiler

Kırşehir'de Altın Madeni Projesinin Çevresel ve Sosyal Tehditleri: Su Kaynakları, Halk Sağlığı ve Tarım Üzerindeki Olumsuz Etkiler

Kırşehir Altın Madeni Projesi: Çevresel Tehditler ve Sosyal Etkiler

Kırşehir'de Altın Madeni Projesi: Çevresel Tehditler ve Sosyal Etkiler

 Özet

Defaş Madencilik ve Sanayi A.Ş. (DEFAŞ A.Ş.), Koç Holding'e bağlı Demir Export A.Ş. ve AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu'na ait Fernas İnşaat A.Ş.'nin ortaklığında Kırşehir’de yürütülen yeni altın madeni projesi, bölge halkı ve çevre için ciddi tehditler oluşturmaktadır. Proje kapsamında yapılacak madencilik faaliyetlerinin, su kaynakları, tarım ve hayvancılık üzerindeki olumsuz etkilerinin yanı sıra, insan sağlığı ve çevresel adalet konularındaki sorunlar da giderek artmaktadır. Bu makalede, Kırşehir'deki altın madeni projesinin çevresel etkileri, sosyal boyutları ve bölge halkının karşılaştığı zorluklar ele alınmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Kırşehir, altın madeni, çevresel etki, su kaynakları, tarım, çevre adaleti, iş güvenliği.

 1. Giriş

Kırşehir’de başlatılan altın madeni projesi, Defaş Madencilik, Demir Export ve Fernas İnşaat ortaklığı ile yürütülmekte olup, 2013 yılında yapılan saha etütlerine dayanmaktadır. Projenin maliyeti 175 milyon dolar olarak tahmin edilmekte ve 14 yıl süresince altın çıkarılması planlanmaktadır. Bu girişim, ekonomik kazanç beklentilerinin yanında, çevresel ve sosyal etkileri nedeniyle yoğun eleştirilere maruz kalmaktadır. Özellikle yerel halkın geçim kaynakları olan tarım ve hayvancılığın bu projeden olumsuz etkileneceği öngörülmektedir.

 2. Proje Detayları ve Çevresel Riskler

Proje, Kırşehir’in merkezi, Boztepe ilçesi ve köylerinde yer alan 3 maden ruhsatı ile toplamda 5,855 hektarlık bir alanda yürütülmektedir. ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) raporuna göre, maden çıkarımı yapılacak alan 2,864 hektar olarak belirlenmiştir. Yılda 3 milyon ton cevher çıkarılması ve 200 bin ton zenginleştirilmiş cevher elde edilmesi planlanmakta olup, bu cevherin yurt dışına gönderilerek külçe altına dönüştürülmesi hedeflenmektedir. Ancak bu süreç, büyük miktarda su kullanımını ve çevreye ciddi miktarda zehirli atık bırakmayı gerektirecektir. Atıkların yönetimi ve bertarafı konusunda belirsizlikler mevcut olup, atık barajı inşa edilmeyecek olması toprak ve su kirliliği riskini artırmaktadır.

 2.1. Su Kaynakları Üzerindeki Etkiler

Proje sahasında gerçekleştirilecek faaliyetler, yeraltı ve yüzey su kaynaklarını doğrudan etkileme potansiyeline sahiptir. ÇED raporunda, kullanılacak su miktarı ve su kaynakları üzerindeki etkiler hakkında ayrıntılı bilgi sunulmamıştır. Özellikle tarım ve hayvancılıkla geçinen yerel halk, şimdiden su sıkıntısı çekmekte ve su kaynaklarının kirlenmesi ve azalmasıyla karşı karşıya kalmaktadır. Kılıçözü Çayı ve Seyfe Gölü gibi önemli su kaynaklarının yakınında bulunan maden sahası, bu su kaynaklarının ekosistemleri üzerinde büyük bir tehdit oluşturmaktadır.

 2.2. Kimyasal Kullanımı ve Çevresel Etkiler

Altın çıkarma sürecinde potasyum amil ksantat, sodyum silikat ve metil izobitül karbinol gibi kimyasallar kullanılacak olup, bu kimyasalların miktarları ve çevresel etkileri hakkında bilgi verilmemiştir. Kimyasalların kontrolsüz kullanımı, yeraltı suları, toprak ve hava kalitesine olumsuz etkiler yaparak hem insan sağlığını hem de doğal yaşamı tehdit etmektedir.

 2.3. Tarım ve Hayvancılık Üzerindeki Etkiler

Maden sahası, yerleşim alanlarına oldukça yakın bir konumda olup, Çimeli köyüne 393 metre, Boztepe ilçesine 640 metre ve Körpınar köyüne 883 metre uzaklıktadır. Bu durum, bölgedeki tarım ve hayvancılık faaliyetlerini doğrudan etkileyecek ve yerel ekonomiyi zayıflatacaktır. Toprağın ve suyun kirlenmesi, tarımsal verimliliği azaltacak ve hayvanların sağlığını olumsuz yönde etkileyecektir.

 3. Sosyal Etkiler ve Çevresel Adalet

 3.1. Yerel Halkın Tepkisi ve Çevresel Adalet Sorunları

Proje, yerel halkın yoğun tepkisiyle karşılaşmıştır. Bölge halkı, özellikle su kaynaklarının kirlenmesi ve azalması, tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin zarar görmesi gibi sebeplerle projeye karşı çıkmaktadır. Ayrıca, halkın çevresel karar alma süreçlerine dahil edilmemesi ve olası zararların yeterince dikkate alınmaması, çevresel adaletin sağlanamaması sonucunu doğurmaktadır. Yerel halk, projeye ilişkin yeterince bilgilendirilmemekte ve karar alma süreçlerinden dışlanmaktadır.

 3.2. İş Güvenliği ve Sağlık Riskleri

Projede, madenlerdeki tehlikeli çalışma koşulları ve iş güvenliği eksiklikleri konusunda ciddi endişeler mevcuttur. Maden sahasında, patlayıcı madde kullanımı, kimyasalların etkisi ve iş güvenliği önlemlerinin yetersizliği nedeniyle çalışanların ve bölge halkının sağlığı ciddi risk altındadır. Her ay 45 patlama yapılması ve bu patlamalarda büyük miktarlarda ANFO ve dinamit kullanılması, hava kirliliğine ve göğüs hastalıklarına neden olabilir. Geçmişte, benzer maden projelerinin yol açtığı kazalar ve can kayıpları, Kırşehir’deki projeye yönelik kaygıları artırmaktadır.

 3.3. Sosyal ve Ekonomik Etkiler

Maden projesi kapsamında, bölge halkına çocuklarının işe alınacağı vaadiyle projeye destek sağlanmaya çalışılmaktadır. Ancak, madenlerdeki tehlikeli çalışma koşulları ve çevresel riskler, bu işlerin uzun vadede sürdürülebilir olmadığını göstermektedir. Madenlerde çalışan işçilerin iş güvenliği konusunda yeterli eğitim ve önlemlerden yoksun olması, kazaların ve sağlık sorunlarının artmasına yol açmaktadır. Bölgede, iş güvencesizliği ve düşük iş güvenliği standartları nedeniyle halkın projeye yönelik güveni düşüktür.

 4. Tartışma ve Sonuçlar

Kırşehir'deki altın madeni projesi, ekonomik getirilerine rağmen çevresel ve sosyal maliyetler göz önünde bulundurulduğunda, sürdürülebilir bir çözüm sunmamaktadır. Bölge halkının geçim kaynakları olan tarım ve hayvancılığın ciddi şekilde zarar göreceği, su kaynaklarının kirlenmesi ve azalmasıyla birlikte yaşam kalitesinin düşeceği öngörülmektedir. Proje, çevresel adalet ilkelerine uygun olarak yönetilmediği için yerel halkın haklarının korunması gerekmektedir.

 4.1. Öneriler

  1. Çevresel Etki Değerlendirmelerinin Geliştirilmesi: Projelerin çevresel ve sosyal etkilerinin daha kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. ÇED raporlarının şeffaf ve katılımcı bir şekilde hazırlanması, halkın bilgilendirilmesi ve sürece dahil edilmesi önemlidir.

2. Su Yönetimi ve Koruma Önlemleri:

Su kaynaklarının korunması için daha sıkı önlemler alınmalı, su tüketimi konusunda halkın ihtiyaçları önceliklendirilmelidir. Sondaj faaliyetleri sırasında kullanılan su miktarının azaltılması ve alternatif su kaynaklarının değerlendirilmesi gereklidir.

3. Kimyasal Kullanımının Kontrolü:

Madencilik faaliyetlerinde kullanılan kimyasalların miktarı ve çevresel etkileri hakkında daha fazla bilgi sağlanmalı, bu kimyasalların doğaya zararsız alternatifleri araştırılmalıdır.

4. İş Güvenliği ve Çalışma Koşullarının İyileştirilmesi:

Madenlerdeki çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve iş güvenliği standartlarının yükseltilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. İşçilerin güvenliği ve sağlığı için gerekli tüm önlemler alınmalıdır.

5. Çevresel Adaletin Sağlanması:

Yerel halkın çevresel karar alma süreçlerine katılımı sağlanmalı ve projelerin olası etkileri konusunda açık bilgilendirme yapılmalıdır. Çevresel adaletin sağlanması,