Bozuk Düzen ve Sağlam Çark Arayışı

Türkmen ulu ozanı Pir Sultan Abdal’ın Sözü Işığında Türkiye’nin Güncel Sorunları

Bozuk Düzen ve Sağlam Çark Arayışı

Pir Sultan Abdal’ın “bozuk düzende sağlam çark olmaz” sözü, adaletsiz ve çürümüş bir toplumsal yapının sürdürülebilir bir gelişim ya da adil bir yönetim sağlayamayacağını vurgular.

Bu derin ve anlamlı söz, bugünün Türkiye’sinde yaşanan birçok yapısal sorunun kökenine ışık tutuyor. Türkiye, uzun bir süredir ekonomik krizlerden, hukukun üstünlüğünün zedelenmesinden, demokratik değerlerin aşınmasından ve sosyal adaletsizliklerden muzdarip.

 Bu durum, Pir Sultan Abdal’ın sözlerinde olduğu gibi, bozuk bir düzenin sağlam bir çark üretemeyeceğini ve toplumsal gelişimin önünün tıkandığını gözler önüne seriyor.

Ekonomik Eşitsizlik ve Krizler

Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz, bozuk düzenin en görünür yansımalarından biridir. Artan enflasyon, yüksek işsizlik oranları ve sürekli olarak değişen ekonomi politikaları, toplumun geniş kesimlerinde derin bir güvensizlik yaratmaktadır.

 Özellikle gelir adaletsizliği, Türkiye'nin büyük bir sorun olarak karşısında duruyor. Zengin ile fakir arasındaki uçurum her geçen gün büyümekte, halkın önemli bir kısmı yoksulluk sınırında yaşamaktadır.

Pir Sultan Abdal’ın işaret ettiği bozuk düzen tam olarak budur: Bir sistemde adalet ve eşitlik yoksa, ekonomik düzenin de sağlam bir şekilde işlemesi mümkün değildir.

Ekonomideki bu bozulmanın en önemli nedeni ise kurumsal şeffaflığın azalması ve liyakatin yerine keyfi yönetimlerin gelmesidir. Bağımsız kuruluşların siyasi baskılar altında zayıflatılması, özellikle Türkiye’de Merkez Bankası gibi ekonomik düzenin kilit unsurlarının işlevini yerine getirememesine neden olmaktadır. Bu bağlamda, ekonomide sağlam bir çarkın dönmesi, ancak bağımsız kurumlar ve şeffaf bir yönetişim anlayışıyla mümkün olabilir.

 Hukukun Üstünlüğünün Zedelenmesi

Türkiye’de son yıllarda hukukun üstünlüğü kavramı da ciddi şekilde yara almıştır. Yargının bağımsız olmaması, adalet sistemine olan güveni zedelemiş, toplumda derin bir adaletsizlik algısı oluşturmuştur.

Bir ülkede hukukun işleyişi bozuk olduğunda, toplumsal barışın sağlanması ve adaletin temin edilmesi imkânsız hale gelir. Pir Sultan Abdal’ın söylediği gibi, bozuk bir düzende sağlam çarklar dönemez; adaletin ve hukukun çarkları da ancak sağlam bir düzen içinde işleyebilir.

Demokratik ilkelerin askıya alındığı, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı bir ortamda, vatandaşlar kendilerini savunmasız ve çaresiz hissetmektedir.

Bu, toplumun genel ruh hali üzerinde derin yaralar açmakta ve sosyal bağları zayıflatmaktadır. Adaletin olmadığı bir sistemde, halkın devlete ve kurumlarına olan güveni tamamen sarsılmakta, bu da toplumda ciddi bir huzursuzluk yaratmaktadır.

 Demokratik Değerlerin Aşınması

Türkiye’deki mevcut düzenin en büyük sorunlarından biri de demokratik değerlerin aşınmasıdır. Demokratik seçimler ve halkın iradesi, güçlü ve sağlıklı bir düzenin en önemli göstergelerinden biridir.

Ancak, seçim süreçlerinin adil ve şeffaf olup olmadığına dair tartışmalar ve medya özgürlüğünün kısıtlanması, demokrasinin temel taşlarını zayıflatmaktadır.

Pir Sultan Abdal’ın sözündeki "bozuk düzen", sadece ekonomik ya da hukuki yapılarla sınırlı kalmaz; aynı zamanda siyasal düzenin de eleştirilmesidir. Bir toplumda katılımcı demokrasi, ifade özgürlüğü ve çoğulculuk olmadığı sürece, o toplumun sağlam bir düzen kurması mümkün değildir.

 Sosyal Adaletsizlik ve Ayrımcılık

Bozuk düzenin bir diğer önemli boyutu da sosyal adaletsizlikler ve ayrımcılıklardır. Siyasal kutuplara bölünen sistemde vatandaşların karşı karşıya kaldığı yapısal ayrımcılıklar, toplumsal bütünlüğü zedelemektedir. Hükümete muhalefet eden grupların maruz kaldığı hak ihlalleri ve ayrımcı politikalar, Türkiye’deki sosyal yapının da bozulduğunun bir göstergesidiir.

Pir Sultan Abdal’ın sözü, yalnızca bir dönemin toplumsal sorunlarına değil, evrensel bir gerçeğe işaret eder: Eğer toplumda eşitlik, adalet ve hakkaniyet yoksa, hiçbir sistem sağlam bir şekilde işlemez. Bugünün Türkiye’sinde de bu bozuk düzen, sadece ekonomik ya da politik alanlarda değil, aynı zamanda toplumsal ilişkilerde ve sosyal adalet arayışında kendini göstermektedir.

Çözüm: Sağlam Bir Düzene Dönüş

Pir Sultan Abdal’ın bu derin sözü, bize sağlam bir düzenin inşa edilmesi gerektiğini hatırlatıyor. Bunun yolu ise adaletin, eşitliğin, hukukun üstünlüğünün ve demokrasinin gerçekten işlemesinden geçmektedir.

 Şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim, adaletin herkes için geçerli olduğu bir hukuk sistemi, ekonomik düzenlemelerde adil ve liyakate dayalı politikalar, Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu sağlam düzenin temel taşlarıdır.

Sonuç olarak, Türkiye'deki mevcut sorunlar, bozuk bir düzenin yansımaları olarak karşımıza çıkıyor. Pir Sultan Abdal’ın sözü, bu sorunların kaynağını çok net bir şekilde ifade eder: Bozuk bir düzende sağlam çarklar dönemez. Türkiye’nin, bu bozuk düzenden kurtulup sağlam bir yapıyı inşa edebilmesi için öncelikle adalet, demokrasi ve toplumsal barışın sağlanması gerekmektedir.