Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nin Yasal Dayanağı Nedir ?
Türkiye’de, "Cumhurbaşkanlığı Kabinesi" adı altında toplanan bir kurul olduğu bilinir.

Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve bakanlardan oluşan bu kurul, Cumhurbaşkanı başkanlığında düzenli aralıklarla toplanır ve alınan kararlar kamuoyuna duyurulur. Ancak hukuki açıdan bakıldığında, bu kurula ilişkin herhangi bir anayasal ya da yasal düzenleme bulunmamaktadır. Anayasada ya da ilgili kanunlarda "Cumhurbaşkanlığı Kabinesi" adında bir organ yer almamakta, dolayısıyla bu terim resmi bir hukuki dayanağa sahip değildir.
Kabine'nin Hukuki Dayanağı Üzerine Tartışmalar
Türk hukukunda, idarenin işleyişi ve görevleri kanunlar çerçevesinde düzenlenir. Anayasamızın 123. maddesi gereğince idare, kanuniliğe uygun olarak kurulmak zorundadır. Ancak “Cumhurbaşkanlığı Kabinesi”ni düzenleyen ne bir anayasa maddesi ne de bir kanun bulunur. Üstelik, mevzuat tarandığında da bu terime dair herhangi bir kayıt mevcut değildir.
Bu durum, "Cumhurbaşkanlığı Kabinesi" adında bir kurulun hukuki anlamda var olup olmadığını sorgulatmakta. 2018'de gerçekleşen anayasa değişikliği ile başkanlık sistemine geçilmesinin ardından, eski "Bakanlar Kurulu" kavramı kaldırıldı. Ancak uygulamada, bu yapı halen fiilen varlığını sürdürmekte ve toplanan bu heyete "Cumhurbaşkanlığı Kabinesi" denmektedir. Bu durum, eski sistemin bir kalıntısı gibi değerlendirilse de, hukuki anlamda bir dayanak eksikliği dikkat çekmektedir.
Kabine'nin Görevleri ve Karar Alması
"Cumhurbaşkanlığı Kabinesi", anayasal dayanağı olmayan bir kurum olmasına rağmen, uygulamada oldukça aktif bir rol oynar. Kabine toplantılarının ardından Cumhurbaşkanı, kamuoyuna açıklamalar yaparak çeşitli kararları duyurur. Bu kararlar, genellikle "kabine toplantısında alınan kararlar" olarak lanse edilir. Oysa hukuken mevcut olmayan bir kurulun karar alma yetkisi de bulunmamaktadır. Ancak, İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere, birçok bakanlık ve kamu kurumu, çeşitli genelge ve kararnamelerini bu toplantılarda alınan kararlara dayandırmaktadır. Özellikle pandemi sürecinde sıkça karşılaşılan bu durum, hukuki bir belirsizliğe işaret eder.
Bir kurumun karar alabilmesi, yetki kullanabilmesi için hukuki dayanağının bulunması gerekir. Oysa "Cumhurbaşkanlığı Kabinesi", böyle bir dayanağa sahip değildir. Bu nedenle, alınan kararlar anayasal ya da yasal açıdan geçersiz sayılabilir. Ancak pratikte, bu kararlar uygulanmakta ve devletin idari işleyişinde yerini almaktadır. Bu durum, hukuki ve pratik arasında bir boşluk oluşturur ve çözülmesi gereken bir sorun olarak karşımıza çıkar.
Kabine'nin Varoluş Sebebi ve Geleneksel Yönleri
"Cumhurbaşkanlığı Kabinesi", hukuken mevcut olmasa da, fiilen uygulanmasının temelinde tarihsel ve geleneksel bir dayanak bulunabilir. Türkiye'nin tarihine bakıldığında, yürütme erkinin hiçbir zaman tek bir kişi tarafından kullanılmadığı görülür. Osmanlı döneminde Padişah’ın yanında "Heyet-i Vükela" gibi danışma kurulları bulunurdu. Cumhuriyet döneminde de bu gelenek "Bakanlar Kurulu" şeklinde devam etti. 2018 yılında anayasa değişikliği ile "Bakanlar Kurulu" kavramı hukuken kaldırılmış olsa da, bu yapının fiilen devam ettiği ve toplumda halen bu yapıya ihtiyaç duyulduğu açıktır.
Cumhurbaşkanının tek başına kararlar alması yerine, bakanlarla birlikte toplanıp önemli konuları müzakere etmesi, geleneksel olarak yerleşmiş bir yöntemdir. Bu bağlamda, "Cumhurbaşkanlığı Kabinesi" adının verilmiş olması, eski sistemin bir devamı niteliğinde görülmelidir. Ancak bu yapının resmi bir statüye kavuşması, anayasal veya yasal bir düzenlemeyle sağlanmalıdır.
Çözüm Önerileri
Mevcut sistemde "Cumhurbaşkanlığı Kabinesi"nin anayasal dayanağı bulunmadığı için, bu yapının varlığı ve işleyişi hukuken tartışmalıdır. Bu durumu çözmenin en ideal yolu, anayasal bir düzenleme ile "Cumhurbaşkanlığı Kabinesi"nin statüsünün netleştirilmesidir. Cumhurbaşkanı ve bakanların bir araya gelerek ülke meselelerini tartışması ve karar alması doğal bir ihtiyaçtır. Ancak bu ihtiyaç, hukuki zemine oturtulmadığı sürece, hukukun üstünlüğü ve idarenin kanuniliği ilkeleriyle çelişir.
Sonuç olarak, Türkiye'nin yönetim sistemi içerisinde "Cumhurbaşkanlığı Kabinesi" adını taşıyan bir kurulun resmi ve hukuki bir zemine oturtulması gerekmektedir. Aksi takdirde, bu yapının varlığı ve aldığı kararlar, hukuki anlamda tartışmalı olmaya devam edecektir. Bu konuda yapılacak bir anayasa değişikliği, hem sistemin şeffaflığı hem de hukukun üstünlüğü açısından önemlidir.
Nail Türkoğlu
Makalenin hazırlanmasında Anayasa sitesinden istifade edilmiştir.