Sevgiliye Mektup
Bitanem, bu mektup sana olan hislerimi paylaşmak için.

Sevgilim,
Yazıya döküldüğünde duygularım daha gerçek mi oluyor, bilmiyorum. Ama içimdeki hisleri anlatmak istedim. Belki de bu satırlarda kendimden bir parça bulmanı umuyorum.
Seni tanıdığım andan itibaren hayatım tamamen değişti. Kalbimde bir sevgi doğdu, bu kadar güçlü bir bağ kurabileceğimi düşünmezdim. Seninle her şey yeniden anlam kazandı ve bu beni hem heyecanlandırıyor hem de şaşırtıyor.
Sana hayatımda hiç hissetmediğim bir yakınlık ve bağlılık duygusuyla sarıldım. Bu bağı her geçen gün daha çok benimsiyorum ve bu, beni mutlu ediyor. Yıllarca ayrı kalmış olsak bile bu bağların ne kadar sağlam olduğunu yaşayarak gördüm.
Geceleri uykumda bile aklımdasın. Sabah gözlerimi açtığımda tek isteğim, yanında olabilmek. Seni düşündüğümde, kalbimde tarifsiz bir mutluluk uyanıyor. Yanında olduğumda içimdeki sonsuz huzuru ve keyfi tarif edemem. Seninle olan her dakika o kadar çok güzelki.
Zaten uzaklardasın ama sesini duymadığımda, sana ulaşamadığımda zaman geçmek bilmiyor. Seninle birlikte iken, gözlerine her baktığımda, içimdeki sevgi yeniden doğuyor. Bu hisleri her gün yaşıyor olmak bile başlı başına bir mucize gibi geliyor.
Seninle geçirdiğim her an öylesine özel ki… Zekân, nezaketin, güzel gülüşün… Seninle sohbet etmek, gülmek, paylaşmak benim için hayatın en değerli anları oldu. Birlikte yaşadığımız anıları zihnimde hep saklıyorum.
Senin beni sevgiyle kabul etmen ve seninle bu aşkı iliklerimize kadar yaşıyor olmamız, bana mucizelere olan inancımı hatırlatıyor. Bu dünyada seni bulduğum için kendimi dünyanın en şanslı insanı gibi hissediyorum, sanki gerçekten gökkuşağının sonunda bir hazineye rastlamışım gibi ve seninle her bir araya geldiğimde her seferinde yeniden bu hazineyi buluyorum gibi.
Seni tanıdıktan sonra, hayatımda pek çok güzel manzaraya tanık oldum; dağlarda güneşin batışını, denizin sonsuz mavisini, geceyi aydınlatan ay ışığını… Yanından geçip gittiğim tüm güzelliklerin farkına vardım. Hepsi güzeldi, hepsinde hep seni gördüm senin yokluğunda dahi. Ama şimdi bunları seninle paylaşmak istiyorum.
Sensiz geçen yıllar boyunca onlarca kez güneşin doğuşunu ve batışını izledim; Gördüğüm senin gözlerindi. Ufka dokunan o parlak ışıkla, akşamın serinliğinde hafifçe dalgalanan denizin derin mavisinde, gözlerin gözlerimde gezindi. Bazen altın ışıkla dolup taşan ormanlarda, bazen gökyüzünde bir renk cümbüşüne dönüşen bulutlarda.
Geceleri, gökyüzünde bir mücevher gibi parlayan dolunayları, saf beyaz kış aylarını, yeni doğmuş bir hilal gibi narin ayları seyrettim. Sanki senin yüzün gibiydi. Uzaklarda olsan da sanki hep benimleydin. Öyle izliyordun, gözlüyordun, sevgini sunuyordun bana.
Sensizliğimde, dinginliği boyanmış gibi duran, mavinin her tonuna bürünmüş, parlaklığıyla büyüleyen ve kimi zaman ağır ağır dönen denizler gördüm.
Öyle ağır geldiki çoğu zaman yokluğun. Sessizliğin içinde ölümcül bir zarafeti taşıyan karanlık sulara tanıklık ettim. Kollarını açmış gel diyordun sanki bana. Gir içime sonsuza götür sevdanı diyordu.
Yüzyılların fısıltısı gibi esen rüzgarları hissettim; kimisi kaybolmuş bir çocuğun iç çekişi kadar hüzünlü, kimisi senin nefesin gibi sıcak ve yumuşak.
Yokluğunu taşıyan ormanların derinlerinden gelen o taptaze, yoğun kokulu rüzgarları, denizin tuzlu ve yosunlu kokusunu taşıyan sert esintileri içime çektim. Bazen suları deli gibi coşturan, bazen kıyıya usulca vuran bir kedi yavrusu gibi nazik rüzgarlarla çevrelendim. Sensizdim...
Ve sessizlik… Yalnızca yeni kazılmış bir kuyunun serinliğinde, derin mağaraların taş gibi ağır sessizliğinde değil, güneşin sıcağında her şeyin dilsizleştiği bir öğle vakti de sessizliği tanıdım.
Bir senfoninin sona erdiği o büyülü anda hissedilen sessizliği yaşadım. Sensizdim...
Yazın sesiyle kendini hatırlatan ağustos böceklerinin çığlıklarında, geceyi aydınlatan ateş böcekleriyle süslenmiş bir ormanda yankılanan kurbağaların seslerinde, şarkı söyler gibi şakıyan kuş seslerinde duydum sesini.
Kurtların ormanın derinliklerinde yankılanan ulumalarında izini sürdüm. Renkli mercan resif balıklarının birbirine karışan seslerinde, yankılanan homurtularında işittim sesini.
Çiçeklerle dolu bir ağacın etrafında ışık gibi süzülen kuşlarda izledim seni. Bazen bir kelebeğin kanat çırpınışında, bazende bir arının vızıltısında.
Göklerde zarif bir şekilde süzülen kuşların yuvaya dönüşünde, çimenlerin arasında sessizce gizlenen papatyalarda gördüm seni. O kadar narin ve güzeldin ki.
Denizin mavisinde sıçrayarak yüzeyde gümüş izler bırakan balıkların dansında gördüm.
Sessizce akıp giden dere sularının yumuşaklığında, yansımam sendin. Yanağımdan usulca dökülüp giden gözyaşlarımı siliyordun bazen. Çılgınlar gibi haykırımışımı susturuyordun bazen. Kulağıma beni hâlâ sevdiğini fısıldayıp.
Doğa'nın, gökyüzü'nün, deniz'in, sonsuzluğa uzanan mavi, yeşil ve sarı tonu hep senin gözlerindi. Hayat dolu koca bir gezegende yalnızca senin hayalinle ve sürekli patlayıp lavları akıp giden bir yanardağ idi sana hasretim.
Dizlerim toprakta, ellerim sema'da, fırtınalarda boğuşan talihsiz bir deniz zede gibi gökyüzüne edilen dualarımdın. Bir gün gelecektin. Biliyorum. Beni seninle dolu bu cennet gibi bir gezegende tek başıma bırakmayacak kadar çok seviyordun sende beni. Bu gezegeni, bu eko sistemi biz birlikte yaratmıştık. Sonsuz sevgimizle donatmıştık her yeri mavi, yeşil.
Bütün bunları ve anlatmaya kelimelerin yetersiz kaldığı bir çok şeyi, yanında olmadan yaşadım. Bu, kaybettiğim bir zaman dilimiydi.
Bir ressam olsaydım şüphesiz tüm resimlerimde sadece seni ve bizi çizerdim. Bir fotoğraf sanatçısı olsaydım fotoğrafların tüm yaşam alanlarımı kaplardı.
Oysa bizim bir kare resmimiz hatta birlikte çizilmiş bir portremiz dahi yok. Senin içimde olmadığın tek an dahi yok fakat sensiz gördüğüm manzaralarda seninle elele özgürce dolaşmayı çok isterdim.
Ben ömrümün kalan her anında seninle yaşamak, sesini duymak, yanında olmak ve o güzel bakışlarında kendimi bulmak istiyorum. Birlikte olmasını hayal ettiğim o günlerin gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum.
Bir dakika bile yanında olabilmek, gülüşünü, sesini, bakışlarını, saçlarının kokusunu, teninin sıcaklığını ve beni hep hayran bırakan o güzel varlığını hissedebilmek için herşeyi feda edebilirim.
Tüm bu güzellikleri yanında yaşamak bana yeter. Her anı seninle paylaşmak istiyorum. Seninle birlikte yaşamak benim için herşeyden degerli. Bu, benim hayatımdaki en büyük kazancım olacak. Seni çok seviyorum.