Aşkın Elle Tutulan Yerleri....
Aşkın elle tutulan yerleri vardır. Sevdiğin kadının dudağından, teninin sıcaklığından ya da bir şiirdeki en vurucu dizeden daha somut ama inkâr edilen yerleri... Mekânlar ve nesnelerle yaşanıyor güzellikler. Hafıza, bize bir şeyleri hatırlatan şeylerle yaşatıyor güzellikleri. Aşk, özü ve üsaresi çekilmiş bayat bir duygusallık değil. İstemek, emeğin, duygunun hiçleşmemesi için diretmek, avcundakilerin senin arzun dışında un ufak olmasına isyan ve kudretli bir "niçin" sorusuyla tanışmak. Salt bedenden ve salya sümük cümlelerden sıyrılmış, koltuk altındaki bir demet karanfilden de aziz, olup bitene kederlenen ve değiştirmek için çabalayan bir akıldır aşk. Sürekli aklında hayalindedir sevdiğin ile yaşadığın zamanlar. Bazen ise çok yakın zamanda birlikte olduğun yerlere ait bir kaç fotoğrafa, videoya denk gelirsin. Tüm olup bitenler, içine düşülen yalnızlık, ötelenen hayaller, küçültülen tasarılar, "o da olmayı versin ne yapalım," cümleleri, birlikte yaşanılacak zamanların uzaklarında bir evin, ofisin salonlarından ötede sonlanışı ve topyekün bir ukdeye dönüşmesi. Evet ukde. Düğüm, bir yumru. Toprak altından çıkarılmamacasına, her an her saniye içe atılanlarla şişen ve büyüyen bir ukde. Oysa doyumsuzdur aşk maşuğuna... ve bir hastanın iyileşip sağlıklı olmayı, bir mahkumun özgür olmayı istemesi kadar kutsaldır özlemi. Aşk sevdiğinle olduğunda sağlıklı ve özgürdür. Uzakta hasta ve hapistir...

Aşkın elle tutulan yerleri vardır. Sevdiğin kadının dudağından, teninin sıcaklığından ya da bir şiirdeki en vurucu dizeden daha somut ama inkâr edilen yerleri...
Mekânlar ve nesnelerle yaşanıyor güzellikler. Hafıza, bize bir şeyleri hatırlatan şeylerle yaşatıyor güzellikleri.